Ölü Ozanlar Derneğini çoğunuz izlemişsinizdir,biliyorum ben keşfetmekte birazcık geç kalmışım.Filmi size nasıl anlatsam da hissettiğim her şeyi aktarabilsem bilmiyorum.Bu film bana gerçekten çok şey öğretti.Öncelikle bildiğiniz gibi efsaneleşmiş olan "Carpe Diem" mottosunu öğrendim.Size filmden bir alıntı yapacağım,çok sevdiğim bir alıntı:
- Pitts:
“Henüz vaktin varken tomurcukları topla.
Zaman hâlâ uçup gidiyor.
Ve bugün gülümseyen bu çiçek,
yarın ölüyor olabilir.”
Zaman hâlâ uçup gidiyor.
Ve bugün gülümseyen bu çiçek,
yarın ölüyor olabilir.”
- Keating: Sağ olun, Bay Pitts. Henüz vakit varken tomurcukları topla. Bu duygunun Latince ifadesi, Carpe Diem. Ne demek olduğunu bilen var mı?
- Meeks: Yaşadığın günü kavra.
- Keating: Yaşadığın günü kavra! Henüz vakit varken tomurcukları topla. Yazar bunu neden yazmış?
- Öğrenci: Acelesi var.
- Keating:Bilemediniz. Ama önemli olan yarışmaktı. Çünkü hepimiz solucan yemi olacağız, arkadaşlar! Buna ister inanın, ister inanmayın, her birimiz bir gün nefes almayı kesecek ve öleceğiz. Şimdi öne doğru bir adım atın. Ve geçmişten gelen bu yüzleri biraz inceleyin. Onlara daha önce ciddi olarak bakmadınız. Sizden pek farklı değiller. Aynı saç modeli. Tıpkı sizler gibi hormonlara sahipler. Sizler gibi yenilmez hissediyorlar! Dünya onlar için bir istiridye. Çok büyük şeyler başaracaklarına inanıyorlar. Sizler gibi gözleri umutla dolu. Peki yapabileceklerini yapmak için yaşamaya acaba çok geç mi başladılar? Çünkü bu oğlanlar artık çiçeklere gübre oldu. Ama eğer dikkatle dinlerseniz size fısıldadıklarını duyarsınız. Yaklaşın. Dinleyin! Duyuyor musunuz? Carpe… Carpe… Carpe Diem… Yaşadığınız günü kavrayın, çocuklar. Hayatınızı olağandışı yapın!
- Genelde derler ki,filme çevrilmiş kitaplar pek iyi olmaz,kitabıyla aynı tadı vermez ama bu kesinlikle Ö.O.D için geçerli değil.İzlediyseniz bilirsiniz,John Keating (Robin Williams) yaptığı oyunculukla adeta karakteri hayata geçirmiş.Filmi izlerken karakteri kendinize yakın hissettiğiniz zamanlar çok nadir olur ya hani,işte bu da onlardan biri.Eminim ki benim gibi çoğu kişi kendisine Mr.Keating gibi ilham verici,umutla dolu bir öğretmen -fakat harika bir dost- istemiştir.Hakkınız var.Adamın söylediği her söz harekete geçirici,ilham verici ve hayatın ne olduğunun yeniden sorgulanması gerektiğini hatırlatıyor.
- Ne demişti Robin Williams: "Why do I stand up here? I stand upon my desk to remain myself that WE MUST CONSTANTLY LOOK AT THINGS IN A DIFFERENT WAY. You see the world looks very different up here..Just when you think you know something,you have to look it in another way.Even though it may silly or wrong,you must try..."
- Hayata ve olaylara farklı açılardan bakabilmeyi öğretti bu film bana.Mr.Keating bunu göstermek için sıranın üstüne çıkmıştı ve sonra öğrencileri de aynısını yaptı.Nasıl büyük bir hayranlıkla seyretmiştim bu sahneyi.Azıcık bir cesaret,hayatımızdaki "güvenli bölge"den çıkıp farklılık getirmek için ihtiyacımız olan sadece biraz cesaret..
- Oh Captain,My Captain! Duyulduğunda insanda bir tebessüme sebep olan,akıllara kazınmış güzel söz.
- Filmin sonunda öğrencilerin okuldan ayrılan öğretmenleri Mr.Keating için teker teker sıralarının üstüne çıkıp yüksek sesle söyledikleri cümle.Bu sahnede tüyleri diken diken olmayan yoktur sanırım.
- Tabii bu sahnenin sonunda Mr.Keating'in kısa ama minnet yüklü olarak "Thank you." diyişi beni ağlatmaktan bitiren bir olaydı,orası ayrı.
- Aman canım,hep ben mi duygulanıcam,azıcık da siz duygulanın diye videoyu da hemen yapıştırdım.
- Ah ah,yazının sonunda bu kadar duygulanacağımı kim bilebilirdi ki? Sanırım yazıyı bitirip filmi yeniden izleyeceğim ve yeniden etkilenip yeniden hayran olacağım.Uzun lafın kısası,-kimsenin umrunda olmasa bile- bu yazıyı bana yazdıran filme,mükemmel oyunculuğu için Robin Williams'a o kadar uzaktan hayatıma bu kadar dokunduran filmler yaptığı için teşekkür etmeyi kendime bir borç bilirim.Bugünün vedası filmin çok sevdiğim müziklerinden birisiyle olacak.Bir sonraki yazıya görüşmek üzere!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder