15 Eylül 2014 Pazartesi

Bugün Ne Yesek? #1

Okullar açıldııııııı!!!
Böyle bir coşkuyla girdiğime bakmayın,benim için tam bir fiyaskoydu.Saçma sapan bir program yüzünden sağolsun hocalarımız gelmemiş,hatta derslikleri bile kilitlemişler.Şimdiden söyleyim,eğer Ankara Üniversitesi'ne gelmeyi düşüneniniz varsa,aman gelmeyin.Zaten ders seçimini tamamlayıp okula sorunsuz bir şekilde başlayan ilah olacak benim gözümde.Sınavların ve derslerin ağırlığından dolayı kanser olmadan önce,küçük çaplı bir sarsıntıyı muhteşem "ders seçme haftası"nda yaşayacaksınız.Vallahi kendimi oradan oraya atıverecektim derslerimi seçene kadar.Aman ha,siz siz olun her şeye kendinizi hazırlayın,sonra bizim gibi saflık yapıp sabahtan akşama kadar monçiçi gibi açtığınız gözlerinizle sisteme girmeyi beklemeyin.Neyse yeterince dırdır yaptıktan sonra asıl konumuza geçebiliriz...



Farklı farklı yerlerde yeni tatlar denemeyi çok severim,yemek yapmak pek ilgimi çekmese de genellikle "yeme" kısmıyla ilgilenirim.Bu da beni sürekli yeni şeyler keşfetmeye iter.Beğendiğim şeyleri de çevremdekilerle paylaşıp,onlara da denetmeyi çok severim.Madem öyle,bu keşifleri herkesle paylaşayım dedim ve bloguma bu köşeyi zevkle ekledim.Artık nerede ne denediysem hepsi buradan canlı yayın.Gel vatandaş gel...




Genellikle,dışarıda yemek yediğimizde tıka basa doyacak şeyler tercih ederiz.Verdiğimiz paraya değsin isteriz yediğimiz yemek,di mi ama? Mesela ortaya kocaman bir iskender söyleriz,böyle bol yağlı bol soslu.Yan masada birisi de salata yiyorsa,vay haline! Gelebilecek yorumları siz de duyabiliyorsunuz değil mi? "Ayy şuna bak,salata mı yiyo o hakkaten? Salataya verdiğin paraya yazık. Ot be ot!" Ne yalan söyleyim 2 seneye kadar bu yorumların tıpkısını bende yapardım,ta ki diyete başlayana kadar.Tabii,şunu da inkar etmiyim,yemek kültürünün içinde salatanın kendine has ciddi anlamda özel ve güzel bir yeri var,artık onlar da başka yazılarıma.

Bugün maalesef salatayla aynı yorumlara maruz kalan bir çeşitten bahsedeceğim.Sandviç! "Abi imkansız yaa,sandviçle doyulur mu hiç?" demeyin,gayet de güzel doyuluyormuş vallahi!




Mekanımız Bahçelievler 7.Cadde'nin sonunda şıp diye bulabileceğiniz B'eat Cafe & Brasserie.Dışarıda oturulacak yerlerin çokluğu ve mekanın ferahlığı insanı sıkmayan aksine daha da fazla kalmayı sağlayacak güzel etkenlerden.Yadsınamayacak başka bir şey de fonda çalan müzikler.Ankara'nın Bağları'nı duyduğum an kendimi asfalta atmak istediğim şu günlerde,müzikleri iyi olan mekanlara gitmek baya iyi geliyor.
Çalışanlara gelirsek, gayet tatlı ve kibar insanlar ama sanıyorum ki bu tip insanları bulmak biraz zor olduğundan mekan garson eksikliği çekiyor.Bazen sipariş vermek için kafanızı 360 derece döndürebilmek istiyorsunuz çünkü öyle büyük bir mekana böylesine az garson durumu bazen sinir bozucu olabiliyor.Tabii mekanın o kadar artısı üzerine bu eksiler pek önemsenmiyor.




Gelelim günün yıldızına:


Bak resmi yine gördüm yine canım çekti...Starımızın ismi "Eddie Murphy Sandwich".Güzel bir şey yapıp,sandviçlere Hollywood ünlülerinin isimlerini vermişler,çok da sevimli olmuş.Gönlüm George Clooney'den yanaydı ama Eddie Murphy'nin tatlı bakışlarına daha fazla dayanamadım ve onu seçtim!
Sandviçe gelirsek,aslında temelde bildiğimiz ayvalık tostu ama içine çedar peyniri,içinde köri de bulunan baharat kombinasyonları ekleyerek biraz orijinallik katmışlar.Tadı damağınızda kalacak cinsten olmuş gerçekten.Patatesler de baharatlı ve çok lezizdi ama beni kalbimden vuran asıl olay,küçük kırmızı kasede gördüğünüz salatavari şey! Sosu o kadar beğendim ki,sostan biraz daha isteyip hepsini kafama dikmek istedim.1 saat boyunca sosunda ne olduğunu çözmeye çalıştım fakat tabii ki çözemedim.Hayat bazen gerçekten zor...

Şimdi benim için en önemli kısımlardan birine geldik; fiyat! "İyi hoş bunu deneyelim de fiyatı nedir bunun?" demeden yemek yediğim bir gün olmadı sanırım.
Evet,menümüzün fiyatı 15 tl.Düz dümdüz onbeş türk lirası.Çok ucuz diyemem ama fırsatınız olursa en azından bir kere deneyin derim.Zaten diğer sandviçlerin fiyatı da 13-20 tl arasında değişiyor.Mekan pek öğrenci mekanı değil,haklısınız ama ayda 1 kez gitseniz bile makbuldür.Maalesef Ankara'da "öğrenciler" için takılacak güzel yerler sınırlı bana göre.Hem Ankaralılar hem de yeni Ankaralı olmaya aday olanlar için B'eat Cafe & Brasserie gidip zaman geçirilecek yerler listesine adını çoktan yazdırmalı!
Kısacası,bugün çok sevdiğim bir mekanın bayılarak yediğim bir yemeğiyle başladım yemek keşfi yolculuğuma,devamı gelir inşallah.Siz de benim gibi yemek yemeyi çok seviyorsanız,takipte kalın. :)

P.S:Yemek yemek dünyanın en güzel şeyi değil mi?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder