10 Mart 2016 Perşembe

Bugun Ne Yesek? #5

Buonasera!
Bir yemek önerisiyle daha karşınızdayım.Nedense yemekle ilgili bir şeyler yazarken içime bir İtalyan kaçıyor.

Bugün neredeyiz? Sütiş-Çukurambar. Buranın en sevdiğim şeyi ne biliyor musunuz? Servislerin hızlılığı ve ondan da önemlisi çalışanlarının inanılmaz kibarlığı.O kadar nazikler ki yemek kötü gelse bile itiraz edesiniz gelmiyor o derece.
Tabii,sadece bu değil.Genel olarak yemekleri lezzetli,tatlıları muazzam ve biliyorsunuz ki zaten Sütiş (Emirgan Sütiş diye de geçiyor) kahvaltılarıyla meşhur.Henüz kahvaltı yapma şansım olmadı ama diğer yediklerimin hepsinden memnun kaldım.Özellikle kabak tatlıları ve fırın sütlaçları müthiş!




Bugün bahsedeceğim ise yemekten hiç sıkılmayacağım Sezar salata.Şimdiye kadar birçok yerde Sezar yedim ama en ilginci buradakiydi.Özellikle sosu çok farklıydı.Sanırım içine konulan malzemelerin oranlarıyla ilişkili.Menüde iki farklı opsiyonunuz var; Sezar salata ve tavuklu Sezar salata.Tabii ki ben sadece marulla doymayacağım için tavuklusundan aldım ama hala onun tavuk mu yoksa balık mı olduğuna karar veremedim zira arkadaşımın tabağındaki tavuk bildiğiniz balık tadındaydı.Bizde olayı gizemli bırakmakta karar kıldık.





Gördüğünüz gibi porsiyon büyük,her şeyden önce gözünüz doyuyor ki en önemlisi bence.Sosunun miktarı tam olması gerektiği gibi ve çok leziz.Bunun dışında malzemeleri her zaman temiz va tazecik.Ben böyle şeylerde önce domatese bakıyorum eğer domates tam yaz domatesi tadındaysa tamam diyorum sevicem bu yemeği.Böyle güzel ve lezzetli bir yemeğin ise tek bir eksiği var o da parmesan peynirinin konulmaması.Her damağa hitap etmeyebilir evet ama Sezar dediğin parmesansız olur mu? Olmaaaz.
Fiyatına gelirsek,18 TL.Mekanın bulunduğu yere göre fiyatları gerçekten uygun ve sonuna kadar hakediyorlar.Zaten bir salataya vereceğiniz ortalama fiyat bu,"healthy eating" dedikleri olay patladığından beri bu tarz yeşilliği bol yemeklerin fiyatları da aynı oranda
patlama yaptı.Demem o ki,fiyat uygun,malzemeler bol,tadı tuzu yerinde ve yemeğinizi huzurlu ve güleryüzlü bir ortamda yiyebiliyorsunuz.Ee buna ne denir? Yeme de yanında yat.Bon appetit!


İletişim bilgileri:

TELEFON
0312 2847484
ADRES
ÇukurambarMahallesi, Muhsin Yazıcıoğlu Caddesi, No 27/C, Çankaya, Ankara

23 Ocak 2016 Cumartesi

Kücük Mucizeler Recetesi #1

Malumunuz 2016'ya girdik,hatta ilk ayı da bitti bitecek.Kimi zaman geçtiğimiz yılın üzerimizde bıraktığı yüklerden kurtulmak için koştur koştur yeni yılın gelmesini bekledik,kimi zaman da ya gelen gideni aratırsa düşüncesiyle yerimizde saymayı göze alıp yeni olan hiçbir şeyi kabullenmek istemedik.
Benimse 2015 biterken aklımda iki soru vardı:
1-Nasıl mutlu olacağım?
2-Bir daha mutlu olabilecek miyim?
Ve ben bunların cevabını arayıp da bulamamaktan yoruldum.
Yeni stratejim: Kaçan kovalanır.

Bende bütün bu bitmeyen arayışı bırakıp kendimce yeni alanlara yönelmeye,kafamı meşgul ve üretken tutmaya karar verdim.Aslında bunları yapabilmek için illa hayatınıza yeni bir şeyler katmanız gerekmiyor.Çünkü bazen eskiden yapılmış şeyleri tekrarlayıp farklı anlamlar yüklemek mümkün.Tıpkı bir romanı hayatımızın farklı dönemlerinde okuyup farklı anlamlar yüklememiz gibi.

Debbie Macomber'ın "Küçük Mucizeler Dükkanı" diye bir romanı vardı,onun gibi bu da benim Küçük Mucizeler Dükkanı'mın şahsına münhasır "Küçük Mucizeler Reçetesi" olsun.

1-The first rule of k.m.r is you do not talk about k.m.r!!! (sevgiler,fight club.)
Evet ilk kuralımız kendi iyileşmenizi sağlayacak reçetenizi kendinize saklamanız gerektiği.Herkesle paylaşırsanız size özel ne yanı kalır ki değil mi? Nasıl ki her hastaya aynı ilaç verilemezse,sizin reçeteniz de herkesi iyileştiremez.Kendinize saklayın.



2-"Bir kitap okusam hayatım değişse.." ciler, aranan kan bulundu!
Hakikaten bu kitabı okudum ve hayatım değişti.Kişisel gelişim ve macerayı birleştirip,hayatımızda yaptığımız küçük dokunuşların bize geri dönüşünün harika bir biçimde anlatıldığı,değişimden korkmamak gerektiğinin kanıtı bir kitap.




Bu kitabın size kazandırdığı şeylerden biri de -ki benim en sevdiğim- şuydu: Kitap sizden 30 gün boyunca her gün yaptığınız için kendinizden gurur duyduğunuz 3 şeyi yazmanızı istiyor.Aksatmadan,üşenmeden her gün üçer üçer.30 gün sonunda geri dönüp baktığınızda sizde bıraktığı his gerçekten inanılmaz..Kısacası okuyun,okutun.


3-İz bırakan bir şeyler izleyin.
Gerçekten her izlediğinizde farklı hissettiğiniz bir filminiz varsa açıp onu tekrar izleyin,yoksa arayıp bulun ve benimseyin.Benim şu ana kadar izleyip her seferinde vay be dedikten sonra düşüncelere daldığım film budur: Devdas




Bunu ilk izlediğimde o kadar ama o kadar sıkılmıştım ki..Malum bir de hint filmi en az 2.5 saat.Dakika saymıştım bitsin diye ama sonra nedendir bilmem bir kez daha izlemem gerektiğini hissettim ve sonuç..Tahmin edildiği üzere ba yıl dım!

Eğer ki film değil dizi arıyorum derseniz de neredeyse her bölümünde kendimden bir şey bulduğum bir dizi önerebilirim: Sex and The City!




4 harika kadının hayat maceralarını anlatan dizi,karakterlerin hepsi kendi içlerinde birer ikona dönüşmüş ve yeri geldiğinde bütün duygulara tercüman olan dizilerden.Arada açıp açıp tekrar izlediğim doğrudur.Sonuçta Mr.Big-Carrie ikilisini kim unutabilir!!






4-Only Good Vibes, No Negativity Here zırvalıklarını bırakın!

Ünlü ünsüz,Türk yabancı neredeyse çoğu kişinin instagram bio'sunda gördüğümüz mutluluk saçması gereken ama ne hikmetse bir türlü saçamayan, onların quotes bizim özlü söz dediğimiz laf kalabalıklarını bir kenara atın.Gerçekten doğru düzgün içerikli,okuduğunuzda kalbinize dokunanları bulun,aman kim uğraşacak diyorsanız size favorim olan R.M.Drake'i sunuyorum.Benim en sevdiğim,okudukça kendimi gördüğüm de budur:





5-Güzel müzik dinleyin.Lütfen.
Belki de reçetemin en önemli maddesi bu.Eğer bir insanın yaşamında güzel müzik yoksa,hayattan alacağı zevk neredeyse yarı yarıya düşüyor.Müzik tarzı herkese göre değişir ama kimse günümüz pop şarkılarını dinleyip de benim müzik zevkim çok iyidir ya demesin rica ederim,o eski güzelim şarkıları bilmeden "taste of music" dedikleri şeye sahip olunamıyor maalesef.Benim bu aralar bayılarak dinlediğim ise: Nina Simone. Tabi ki bütün şarkıları efsane ama en sevdiklerimden olan "Sinnerman" i şiddetle öneriyorum.

Nina Simone - Sinnerman




6-Sanatın bir dalıyla ilgilenin,önceden ilgilendiyseniz daha çok emek verin.
Üretken olmanın,yaratıcı olmanın hayatıma katkısının ne kadar büyük olduğunu yeni yeni farkediyorum ve çok şaşırtıcı.Profesyonel olmak şart değil,size yettiği kadarını yapsanız yeter de artar bile.Mesela ben resim yapardım sonra bıraktım,sebebi meçhul ve uzun süredir yapmadığım için ne kadar rahatlatıcı bir his verdiğini unutmuşum.Acilen geri dönüş yapacağım.Deneyin,memnun kalmazsanız paranız iade.

Sanat gibi sanat: Van Gogh - Starry Night




7-Bu defa kendiniz için "en az" 1 şey yapın.
En az 1 diyorum çünkü yapmamak diye bir ihtimal kabul etmiyor maalesef reçetemiz.İnanın yapacağınız o 1 şeyin boyutu hiç önemli değil.Önünüze küçük hedefler koyarak başlayabilirsiniz.Sonuçta kimse bir anda 20 kilo vermek gibi bir hedefle başlamaz.Dans mı etmek istiyorsunuz,gidin kursa yazılın.Daha mı çok su içmek istiyosunuz,için.Kilo mu vermek istiyorsunuz,ne kadar zorlanırsanız zorlanın ama o boğazı tutun.Daha güzel bacaklar mı istiyorsunuz,koşun spora.Bakın,küçüklü büyüklü birçok hedef bulabilirim.Çünkü bir şeyi başarmanın verdiği haz paha biçilemez..





8-Baba klişelerden biri,günlük yazın..
Geriye dönüp baktığınızda ne yaşamışım be diyebileceğiniz güzel bir şey ama bunu hiçbir zaman beceremedim.Günlük yazmanın ayarını tutturamıyorum sanırım,bir gün 10 sayfa çene çalıyorum,öbür gün tek kelime edesim gelmiyor.Günü gününe yazamamak da cabası.O yüzden bunu kendime uyarlayıp,her zaman yanımda taşıdığım ve o gün önemli olarak gördüklerimi not ettiğim küçük bir ajandaya çevirdim.Her zaman yanımda,güvende,oh mis.





9-Ve reçetemizin son maddesi: Araştırın+İlham Alın.
Neyi araştırdığınızın,ne kadar uzun ya da kısa olduğunun ya da size o anlık fayda sağlayıp sağlamayacağını bir kenara bırakın ve araştırın.Nereden başlayacağınızı bilemiyorsanız,dönüp kendi yaşamınıza bakın.Sürekli kullandığınız bir eşyanın tarihçesinden girip,gitmek istediğiniz bir ülkenin başından geçen olaylardan çıkın.Benim avantajım,okuduğum bölüm araştırmaya çok müsait ve araştırılacak yüzlerce hatta binlerce şey olduğu için araştır araştır bitiremem ve bu çok hoşuma gidiyor! Yeni şeyler keşfetmek,bunu eski bilgilerinizle birleştirip bağlantı kurmak ve tabi ki paylaşmak saf bir ilham kaynağı.Yani demem o ki,kendi kendinizin ilham perisi olun.

"Erato" nun Yunan mitolojisinde 9 ilham perisinden birisi olduğunu biliyor muydunuz?





Son maddeyi de tatlı bir genel kültür bilgisiyle bitirdiğime göre reçetemi imzalatıp sizlere verebilirim.Unutmayın,bunlar kendime göre hazırladığım maddeler ve öneriler.
Siz bunlara istediğiniz gibi maddeler ekleyip çıkarabilir,önerileri değiştirip kendinize göre uyarlayabilirsiniz.Umarım reçeteyi kullanan herkesin hayatında ufak da olsa bir değişim,yüzlerde bir gülümseme meydana gelir.

Görüşmek üzere :)